23 Ekim 2007 Salı

CANIM ATAM KAÇ KİŞİ KALDIK BİLEMEM AMA ÖMRÜMÜN SON NEFESİNE KADAR İZİNDE OLACAĞIM RAHAT UYUYAMADIĞINI BİLİYORUM AMA YİNEDE SEN RAHAT UYU YÜCE ATAM !!

BELKİ AZICIK VİCDANINIZ SIZLAR !!! SON OLARAK HAKKARİDE VE BUGÜNE KADAR TÜM VERİĞİMİZ TERÖR ŞEHİTLERİNE SAYGIYLA

İNSANLAR HAKETTİKLERİ ŞEKİLDE YÖNETİLİRLER !!!

merhaba birkaç gündür yazdığım pembe yazılarımdan sonra sanırım bu biraz ağır bir yazı olacak ama eğer yazmazsamda kendimi duyarsız biri gibi hissedeceğim.Bu yüzden eğer sürç ü lisan edersem şimdiden affola diyerek başlayacağım söze ! evet yazımın başlığındaki gibi ne yazıkki biz hakettiğimiz şekilde yönetilmeyi şeçmiş bir halkız ; çünkü şu demokrasi adını verdiğimiz şey ( hoş ülkemizde bu ne kadar uygulanabiliyor orası şaibeli ama ) bize bu gerici zihniyetlerin yönetiminde bir arap ülkesi olma zulmünü tattırdı bize ! Şimdi size sormak isterim benim canım yurttaşlarım dünyanın neresinde tek partili bir meclis görülmüştür ? Anayasamızı bile delik deşik ederek bir kanunun değişikliği için bile kimseden onay almadan bildiğini yapma hakkını nasıl verirsiniz böyle bir yönetime ? Nasıl unutursunuz dökülen vede halen dökülmekte olan onca şehit kardeşlerimizin ,oğullarımızın ,dedelerimizin kanlarını ? Şimdi içinizden bazıları diyecektir tüm bu işlerin sorumlusu sadece bugünkü hükümet mi diye ? elbette hayır bu zaten zaman içerisinde ilerleyen saatli bir bomba vakti zamanında fitili başta amerikadan borç almayalımda milletimiz açmı kalsın diyen zihniyetlerin ateşlediği bir saatli bomba ve bizler bu bombayı infilak etmekten kurtarabilecek bizler amerikanın her dediğini yapan basiretsiz bir yönetim ile yola devam kararı aldık ! buda yetmezmiş gibi istedikleri şekilde her kararı alabilmeleri ni sağlayacak sahte bir referandum ile yerlerini iyice sağlamlaştırdık. Ne denilebilirki bize koskoca bir yuh tan başka ! yuh olsun bize elimizde yıllarca önce atamızın bize tüm bu olacakları sezerek söylediği gençliğe hitabesindeki tüm sözleri unuttuk ! yuh olsun bize onca emek verilip kan dökülerek alınan her karış vatan toprağını satmak için türlü dalavereler çevirenlere destek çıktık , yuh olsun bize ama bu son yuh bana daha bir ağır geliyor evet yuh olsun biz türk kadınlarına canım atamın bize sunduğu tüm haklarımızdan vazgeçip tekrar haremlik selamlık zihniyetine sahip çıkanlara , bir erkeğe dört kadın sunan kadınları bir malmış gibi gören gerici zihniyetlere , tüm modern türk kadını imajını silerek bizi iranda yaşayan kara çarşaflı öcülere benzetmeye çalışan şu yönetime destek verdik ya harbiden yuh olsun bize !eee işte başlık cuk oturdu değilmi ? evet tüm bunları biz yaptık diyetinide birlikte ödeyeceğiz ! AMA NE KADAR YANILDIĞIMIZIDA ÇOK ACI ÖĞRENECEĞİZ!!!

18 Ekim 2007 Perşembe

MERHABAAAAA

eveeeettt hazır bu aralar aşk meşk muhabbetlerine dalmışken alın size bir can alıcı nokta dahaa ( biliyorum içinizden benim gibi evli olanlar biraz bozulacak bana ama ne yazıkki gerçekler acıdır ) evlilik aşkı öldürüyor mu ?
hadi buyrun bakalım bu soruyu bana ve benim gibi hemen hemen 10 . yıla girecek kime sorarsanız sorun yanıtları şüphesiz ki evet olacaktır.Şimdi çiçeği burnunda aşıkların hiçte bile dediklerini duyar gibi oluyorum evet ne yazıkki üzgünüm ama durum bu dostlar dedim ya acı ama gerçek ! ama burada bir kendi içine saklanmış yanıt var aslında evlilikte aşkı öldüren şey evliliğin kendisi değil zamanın ta kendisi !zamanla aşık oldugun insana o kadar alışıyorsun ki artık tutku kalmıyor ve eskiden duyduğun o tatlı heycan silinip gidiyor.ancak işin sırrı da şu bana göre harç bitti yapı paydos diyip kaçmak yok öyle ! düşünün onun yerine başka biriylede evlenseniz durum bundan pek farklı olmayacaktı. Aslında olayın gelişim süreci şu şekilde başlıyor.Evlılık önce aşkı sonra kadını ve dolayısıylada erkegı bıtırıyor.çünkü mutsuz bır kadın=mutsuz erkek demektır.tabı herzaman degıl bazen erkek kadının mutsuz oldugundan bıle haberdar olmayabılıyor ya da olsa bıle bunu çözmek için yeterınce çaba sarfedemıyor ! yada durum tam terside olabiliyor.Ancak aşk zaten geçici bırşeydır ömur boyu surseydı ınsan bedenı bunu kaldıramazdı .Ama yinede güzel şu meret şey insan aramıyor da değil hani onun için yaptıgın çılgınlıkları ya da onun senın için yaptıgı çılgınlıkları , sürprizleri , kalbinin yerinden çıkacakmışcasına atışını ! acı ama işte hayat böyle malesef fakat yinede umutsuz olmamak gerek heyecanını yitirmiş bile olsa birini kendinden önce tutup onu sevmek güzel işte evlilikten sonra olan şeyde bu anne olanlar çok iyi bilir :-)) çocuğunuz kadar önemlidir sizin için eşiniz nasılsa çocuğunuzdan vazgeçmeniz mümkün değilse ondanda vazgeçmeniz mümkün değildir ! ve bir sır vereyim size inanın bu aşktan bile daha değerli birşey !!!

17 Ekim 2007 Çarşamba

İŞTE AŞKA DAİR İNCİLER !!!!

Aşk Nedir?
Aristo: "Sevmek aci çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yanliz sevilmenin hiçbir zevki yoktur"
Augustinus: "Sevgi ruhun güzelligidir."
Franz Xaver Von Baader: "Özgürlük ask degildir, yalniz askin kapisidir."
François Bacon: "Büyük insanlarda, liyakat sahibi olanlarin kendilerini budalaca aska kaptirdiklari görülmez. Büyük ruhlar ve büyük isler askla uzlasmaz"
Bailey: "Ask dünyanin en tatli mutlulugu ile en derin acisindan yaratilmistir"
Balzac: "Ask yasaminda kadin, ancak hünerli bir çalgicinin elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadinlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bagislarlar"
Basta: "Erkek az fakat sik sever, kadin ise çok ancak bir kez sever"
Jeremy Bentham: "Ask hazzi, dostlukla duyu hazlarindan yogrulmustur"
Bulor: "Ask cennetin dilinden bize kalan tek andir"
Antoine Bret: "Askin ilk solugu mantigin son solugudur"
Jacob Boehme: "Istek, hareket/genisleme, yön veren tezlere bilgelik eklendiginde ask olur"
La Cordaire: "Ask her seyin baslangici, ortasi ve sonudur"
Dante: "Genis varlik denizinin her yaninda genis bir ask akisi vardir. Fiziksel devinim, bitkisel yasam, zihinsel yasam... hep evrensel askin derece derece yükselen asamalarini olusturur. Asagi derecelerinde yanilmayan ask, akilla aydinlandigi zaman iyilik ve kötülüge egilim kazanir. Ask kusursuz olmayan iyiliklerin üzerinde de vardir. Hatta irade, hile ve siddet kullanmak yoluyla bir baskasinin kötülügüne çalismis olsa bile yine aska uyar. Kötülükler asktan uzaklasma oraninda bir takim derecelere sahiptir ve kötülük aska yaklasmak için sarf ettigi üç oraninda erdeme yaklasmis olur... Cehennem bile adalet kadar askin eseridir."
Eugene Delacroix: "Aski anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden baska bir dil ister"
Descartes: "Bir sey kendimiz için iyi, yani uygun gibi sunulmussa ona karsi ask duyariz."
Duclos: "Ask bikilmayandir. Her seyden bikilabilir ama asktan ... hayir"
Epiktet: "Hareket etmenin nedeni 'istek' ve 'sevmektir', bu ise düsünmektir. Ask tutkudur. Iyi ya da kötünün ne oldugunu fark edemeyen insan nasil sevebilir"
Epikür: "Bilge olan evlenmez. Evlense bile askin vehimlerine kapilmaz... Bir uygarligin yetkinligi ve insanligi ancak kardeslik ve sevgiyle olasidir."
Douglas Ferrola: "Ask kizamiga benzer, insan ne kadar geç yakalanirsa o kadar agir geçer"
Faulkner: "Aski kitaplara soktuklari iyi oldu, yoksa belki de baska yerde yasayamayacakti."
Fenelon: "Sevmeden yasamak yasamak degildir. Az sevmek ise sürüklenmektir."
Feuerbach: "Varlik sezginin, duyunun ve askin bir sirridir. Bu kisi, bu sey yani bireysel, yalniz duyumda, yalniz askta, mutlak bir degere sahiptir. Sonlu ve sonsuz orada bulunur. Askin sonsuz derinligi ve askin gerçegi, bununla yalniz bununla kaimdir" "... En derin ve en yüce gerçekler duyumlarda saklidir. Böylece genel olarak basimiz disinda bulunan bir nesne varolusun gerçek ve ontolojik belgesi asktir, varolusun asktan ve duyumdan baska belgesi yoktur."
Costance Foster: "Sevgi bizi zamanin yikimindan koruyan yikilmaz bir kaledir"
François M. C. Fourier:
1) Geçici ya da keyif verici asklar ki, bu oyuncular, kahpeler, arsizlik asklari gibi sekillere ayrilir.
2) Az çok bir süresi fakat kisir asklar ki, bunlar gözde asklardir.
3) Yalniz bir çocuk dogurtan geçici asklar ki, bunlar dölleyen asklardir.
4) Karilar ve kocalar askidir ki, bu iki tarafin istegi ile yillarca sürer ve bir çok çocuk dogurturur. Fakat bunlar birbirleriyle yasayip yasamamakta serbesttir."
"Her erkek bütün kadinlara ve bir kadin bütün erkeklere sahiptir."
Freud: "Yasam belirtisinin kökeninde duygulanma; duygulanmanin da temeli asktir"
Geraldy: "Erkegin yaradilisinda sevmek yoktu. Ona aski ögreten kadindir"
Geothe: "Sevilenin kusurlarini hos görmeyen sevmiyor demektir"
Efes'li Heraklitos: "Duyu organlari akilsiz ruhlara hizmet ettikleri zaman kötü taniklardir. Esek samani altina tercih eder; köpek tanimadiklarina havlar. Domuz için çamur saf sudan daha degerlidir. Deniz suyu ister temiz ister kirli olsun, baliklar için kurtarici insanlar için ugursuzdur."
Victor Hugo: "Ask bir deniz, kadin onun kiyisidir."
Paul Henri D. Holbach: "Insanlara kendi akillarina saygi duymalari ve cesur olmalari telkin edilmeli ve kendileri için arkasindan kosmasi gereken hayallere gereksinimleri varsa, dogruluk, iyilik ve baris sevgisini benimsemeleri ögretilmelidir"
Holty: "Ask kulübeyi altindan bir saraya benzetir."
Albert Hubbart: "Ask yasamdir deriz, ancak umutsuz inançsiz ask ölümden beterdir."
Konfüçyus: "Dinsel erdem, insanligi sevmekle olanaklidir. Bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karsilikli olarak uzamalidir"
François La Rocheffoucauld: "Tüm duygularimiz ve tutkularimiz rastlanti ve çikarin eseridir ve bizim erdem, ask, karsilik beklemezlik dedigimiz seyler de hosgörülerden baska bir sey degildir. Adalet aski nedir? Adaletsizlik istirabindan korkmaktir. Ask sahip olduklarimizin bizden alinmasi korkusudur. Ask duyularin bir hummasidir."
Mevlana: "Bir aski baska ask söndürebilir. Askta ne yükseklik, ne alçaklik, ne de akillilik ve akilsizlik vardir. Hafizlik, seyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, asagilik ve rintlik vardir. Insanin topragini ask sebnemi ile yogurduklari için alemde yüzlerce fitne ve kargasalik peyda olur. Askin yüzlerce nesteri, ruhun damarlarina sokuldu ve oradan gönül adi verilen bir damla aldi... Ask öyle engin bir denizdir ki, ne kenari vardir, ne de ucu bucagi."
Moliere: "Kadinlarin büyük tutkusu aski ilham etmektir. Insani askin güzellikleri yasatir."
Montaigne: "Ask utanma ve çekinmenin oldugu yerde vardir."
Mu-Ti: "Kim baskasini severse kendisi de sevilecektir. Baskalarini kazandirmis olan kendisi de kazanmis olacaktir. Tüm insanlar kendileri arasinda karsilikli bir sevgi hissederlerse, güçlüler zayiflari avlayamazlar, sayilari çok olanlar daha az sayidakileri, baskilari altina alamazlar. Zenginler yoksullari asla baskilari altina alamazlar, usta olanlar da beceriksizlerle alay edemezler. Sevgide tarafsizlik, kisisel sevgide yanilmayi önler; tarafsiz sevgi kisisel sevginin de güvencesidir."
Newton: "Ask köprü kurmaktir. Insanlar köprü kuracaklarina duvar ördükleri için yanliz kalirlar."
Robert Owen: "Insana karsi sonsuz bir sevgi ve sefkat duyabilmek için dinsel inançlardan kurtulmak gerekir."
Pascal: "Ask iradenin eregidir. Her çesit dissal emir ve baskilardan çok usa uymak gerekir. Iradenin eregi olan bu asktan baslayip tutkuda sona eren bir yasam mutludur. Bunlardan birini seçmem gerekse 'ask'i yeg tutarim. Biz ask karakteri ile dogariz. Ask ruhumuz yetkinlestikçe gelisir ve bizi güzel görünen seye sürükler. Bundan sonra artik bizim bu alemde sevmekten baska bir sey için var oldugumuzdan kim kuskulanir? ... Askin konusu güzelliktir ve insan evrenin en güzel nesnesi oldugu için disarida aradigi bu güzelligin örnegini kendi içinde bulmasi gerekir. Bu itibarla insan ancak kendisine benzeyeni ve olabildigi kadar kendisine yaklasani sever. Sevmeye baslayinca eskisinden bambaska bir insan oldugumuzu anlariz. Asktan söz ede ede insan asik olur."
J. J. Rousseau: "Ask mutlulugunu evlendirdikten sonra da sürdürebilseydik, dünya cennet olurdu. Duygulu gönüller sevginin her türlüsü için duygulu degil mi?"
Shakespeare: "Degisiklikle karsilasinca degisen ask, ask degildir... Ask gözle degil ruhla görülür."
Madame De Scudery: "Insan sevmeye basladi mi, yasamaya da baslar."
Schiller: "Ey ask, güzel ve kisasin... Ask insani birlige, bencillik yalnizliga götürür."
Seneca: "Yalniz akilli bir insan sevmesini bilir. Sevip de yitirmek, sevmemis olmaktan daha iyidir."
Stendal: "Ask, cosku ve tutku olduktan sonra insan hiç sarsilmaz, bunlar olmayinca yasam neye yarar"
Cenap Sehabettin: "Kadin olsun, kitap olsun cildine aldanmayip içindekilere bakilmalidir."
Mark Twain: "Hiç kimse uzun süre evli kalmadikça gerçek askin ne oldugunu anlayamaz."
Voltaire: "Ask bir tablodur, onu doga çizmis ve hayal süslemistir. Tanri kadinlari erkekleri evcillestirmek için yaratti."
Oscar Wilde: "Erkekler kadinlarin ilk aski, kadinlar da erkekler>

SELAM

bu günlerde sonbaharın bir hazan mevsimi olduğundanmıdır ? bilmem içimi bir hüzün kaplamış durumda ( ha tabii bu arada seyrettiğim topu topu iki dizideki hikaye kahramanlarının bir türlü kavuşamaması ve gerçek hayatımdaki değer verdiğim insanların aşk yüzünden çektikleri de buna etken olabilir ) bu konuda yüzyıllardır pek çok düşünür ve filozof kafa patlatıp bir dünya açıklamalar ve tarifler yazmış olduğundan burada aman aman oturupta size bunlardan aşk üzerine derlemeler yapmayacağım.ama bildiğim birşey varsa oda aşkın hiç kolay olmadığı!!! o yüzden eğer gerçek aşka sahipseniz ona sıkı sıkı tutunun ve kırılıp incinmesine izin vermeyin zira o kadar naifki heran elinizden düşerek kırılıp binlerce parçaya ayrılabilir.....

13 Ekim 2007 Cumartesi

selam dostlar aşağıdaki yazı bir dostum tarafından gönderildi bana ve son günlerde takıldığım şu gerçek dostluk konusuna iyi bir cevap ;

Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"...
Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?
Müşfik KENTER

11 Ekim 2007 Perşembe

dostlar ve dost bildiklerimize sevgilerimle !!!

İnsanlık alemi, içinde bulunduğu yüzyıl içerisinde, belki de her zamankinden çok daha fazla üç şeye şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Dostluk, barış ve kardeşlik.

Düşünelim bir defa. Dünyanın her köşesinde kayıtsızca kan dökülmektedir. Dünyanın her köşesinden barut kokusu yayılmaktadır. Televizyon ekranları, insanların hemcinslerini yok etme konusundaki gayretlerini, bir spor karşılaşması niteliği ile seyircilerine aktarmaktadırlar... Nedir bu kabus?! Nedir bu vahşet?!

Şurası gün gibi aşikardır ki insanlık; dostluk, barış ve kardeşlik gibi kavramları temel prensip haline getirmedikçe, bu karanlık gecenin sabahı olmayacaktır.

Dostluk öyle bir silahtır ki, en güçlü düşmanlar bile onun karşısında boyun eğmek durumunda kalmışlardır. Güzel bir özdeyiş, bu gerçeği ne güzel vurguluyor: "Bir düşmandan kurtulmanın en iyi çaresi, onu kendine dost etmektir." Gerçekten de öyledir. Yeter ki, dostluk yolu üzerinde ot bitmesine müsaade edilmesin.

Dostluk deyince, hemen belirtelim ki, gerçek dostluk bizim tarifimizin içine girmektedir. Yoksa iki yüzlü dostlar, belki de en kötü düşmandan da daha kötüdür. Büyük düşünür Sokrates, bir gün bir ev inşa eder. Etrafında toplanan dostları, evin oldukça küçük olduğunu belirtirler. Büyük filozofun verdiği cevap gerçekten çok ilginç: "Ah, keşke bu evin alabileceği kadar gerçek dostum olsa!"

Dostluğun doğal bir sonucu ise barıştır. İnsanların birbirlerine sevgiyle bakması birbirine güvenmesi demektir. Toplum huzurunun, daha geniş bir ifade ile dünya huzurunun vazgeçilmez reçetesidir. Ulu önder Büyük Atatürk, bunu tek cümle ile ne güzel ifade etmiştir: "Yurtta barış, dünyada barış" karanlık dünyamızın bu ilkeye ve bu ilkenin aydınlatıcı ışığına ne kadar muhtaç olduğunu hepimiz görmekteyiz.

İnsanlık aleminin geleceğini teminat altına alacak sigorta niteliğindeki önlemlerden biri de kardeşliktir. Bu duygunun hakim olduğu bir toplumda ne bir kargaşa, ne de herhangi bir uyumsuzluk beliremez. Sevgi ve saygı esasına dayanan yaklaşımlar, kardeşlik anlayışını perçinleyen öğelerdir.

Çağımız insanı, teknolojinin kendisine sunduğu imkanlar sayesinde mutlu bir hayat yaşayabilir. Ancak unutmayalım ki, insanlığın yıkımı, yine insanoğlunun içinde bulunan kin, düşmanlık ve ihtiras gibi duygular yüzünden olacaktır.Ancak ne yazıkki bazen bu bahse konu duyguları besleyenler çok yakınımızda bulunan ve hiç tahmin etmediğimiz insanlar olabilir.Üstelikte siz onlara tamamen dürüstsünüzdür ;işte asıl acı olan da budur sanırım.Belkide insanoğlu bu kadar açık olmaya ve dürüstlüğe alışık değil siz ne kadar net anlatmaya çalışırsanız çalışın sizin anlattıklarınız onların düşünceleriyle birleşip şekillendiğinde bambaşka bir anlama dönüşüyor.neyseee bayram akşamı bu kadar umutsuzluk yeter !unutmamak gerekir ki Yaşadığımız yüzyılda dünyamızın huzuru ancak dostluk, barış ve kardeşlikle sağlanabilir. Tüm insanlık hep dost kalsın, kardeş olsun, barış içinde yaşasın...
HERKESE MUTLU BAYRAMLAR DOSTLAR ................