20 Haziran 2007 Çarşamba

melpomene ( hüzün perisi )


MeLpomene & Eurynomos
--------------------------------------------------------------------------------
[I]ben siyah ruganlı bir kız çocuğusen saçları , sakalları geceden karagenç bir adam..elimde mor elma şekerim,avuçlarında dudaklarını kanatan tütünün..belli ki geç açmışım gözLerimi dünyayakaLbinde güzel kadınların mahrem odaları..
*
Belleğimin kötü an'lar geçirdiği bir anıydı geçmişim. dizLerimde yaralar , düşlerimde çatlaklar , hafızam bozbulanık.. Kime dokunduysam duvar diye , erimiş sırtımı dayadığım beden.. Çocuk gözlerimin aşk olarak algıladığı imgeler , renk körlerinin yeşili kırmızıya boyamalarıymış.. Nihayetinde a$k kırmızı olmuş , kırmızı kan.. Ve acı.
*
Sen kızıl siyah,genç bir adam..kızıl, bir damla kandı erden dudaklarımda sızansiyah , gözlerindi öLümü çağrıştıran..
*
Yorgundun. Bu seferki kadın daha bir zaman almıştı hayatından. Gizillerini serpiştirtmişti sofra bezinize.. dilinden döküldükçe kelimeler , ona daha çok bağlandın.. daha çok girdi içerilerine.. O, hayatın,yoldaşın,kadının oldu.. Flütüyle peri masallarından ezgiler mırıldandı odanın çatlamış duvarlarına ; yarıklardan,ilk tür olan çiçekler açtı..
*
sek sek oynarken gölgem bana eşlik ederdisen bir ağaca dayalı, dudaklarında tütününıslıklarla baharı karşılardın ..
*öLümün altı yıldır ruhumu çalmak için kolladığı zaman gelmemişti.. ama yakındı, hissediyordum her yanlış sanımlarım gibi.. gözlerimin denize düştüğü vakit, aklıma istanbuL gelirdi.. biliyordum, bu denizin sonu istanbul.. a$kistanbul.. çocukluğumu bir kentte bırakıp,bu deniz ülkesine geldiğimde genç kimliğine bürünmüştüm. öyle olmalıydı çünkü. yine de masallardan kopamamış yanımı da valizime sıkıştırmıştım..bu nedenleydi yüreğimin harflerini türkçeye çevirip,bir şişenin içine sıkıştırıp dalgalara bırakışım.. ve ardından duanın gerçekleşmesi için on üç gözyaşımın gözlerimden intihar edip, denizin kaldırımlarına düşmesini sağlayışım..
*geL demeden geldim hep eşiğineama giremedim içeri,yüreğinin kapısında kalakaldım..
*
Beş yıldır çatlak duvarlarından çiçekler akıyor..Ama sen buna alışık değilsin. Çünkü baban bir defa kucağına alıp, alnına bırakmadı sevgi öpücüğünü.. Bu nedenle sevmezdin çiçekleri..Katıydı yüreğin.. Kadının,eşin sana fazla geldi.. O'nun saçının her bir teli , senin demir parmaklıkların oldu.. Zaman doldu.. Sırtını döndün,sızı taşıyan sol yanınla,kadının gözyaşlarıyla ağıtlar yaktı sağır kulaklarına..
*
Sen efsanevi, yiğit bir masal kahramanıbenim kibritlerim tükenmiş,pabuçlarım ıslak..bırak beni,beni bana bırak..
*
"Mektubunuz var !" diyor postacı, misineyle gözlerimi denizin derinliklerinden çekip koşuyorum yanına..
'Melpomene / Gri Deniz Ülkesi'Gönderen ; 'Eurynomos / a$kistanbul'baharın hediyesi gözLerim nemleniyor.. Kızıl ve yeşilin alası oluyor.. titreyen avuçlarım ısınıyor harflerin silüetiyle..
"Gel..Baharla geL..Umudunla geL.."
*
Hangi zincir erimezdamarlarında coşkunca akan kanın sıcaklığıyla..
*
Yüzün avuçlarımın içinde.. Karanlık sakallarının her bir telini ezberlemeye çalışıyor parmakuçlarım.. Gözlerim,gözlerinle sarmaş dolaş.. Gece gözlerin.. türkü gözLerin.. gözLerin, a$kistanbul'da bir intihar oyununun ilk perdesi..gözLerim , trajinin ilham perisi..
----------------
Ne zaman terketti , en güzel şiirleri okuyan sözlerin hafızamı, anımsamıyorum.Ne zaman tenin tenimi aforoz etti a$kistanbuL'dan , hatırlamıyorum..gitmeye meğilli olduğun belliydi..Görmekten bıkmış olduğum sırtlara,sen de eklenme diyegözLerim avuçlarımda birer sıcak bilyelerdi..Yoksa sözlerin keskindir diye,işitmeyi de ben mi engelledim baba yadigarı hançerimle ?
---------------
ben siyah elbiseli kızıl yılanların dolaştığı serin sahibibir kadın..Sen, ölümün eşiği.kaLpLerinde a$k oLan hastaLarınaintihar pazarLayanbir adam..
Lain.[/I]

Hiç yorum yok: